Home Genel  Modern Profesyonel Astroloğun kendine özgü gelişimi

 Modern Profesyonel Astroloğun kendine özgü gelişimi

by Rafael Zakra

 Modern Profesyonel Astroloğun kendine özgü gelişimi

Sayfada Neler Var?

                                                                                                                      Joseph Crane

• Dünyadaki Tuhaf Yerimiz

 

• Gelişimin ‘Narsistik’ Yolları

 

• Astroloğun Büyüklenmeci Benliği

 

• İdealize Etme Kalıpları

 

• Bu Büyüklenmeyi (Şişkinliği) Nasıl Söndürürüz?

 

• Çözüm Yolları?

 

 

 

 

devam

         Modern Profesyonel Astroloğun kendine özgü gelişimi Astrolojinin, modern kültürümüzdeki tuhaf konumunun ışığında, astrologlar nasıl gelişir ve profesyoneller olarak biz nasıl birlikte çalışırız? Bir astroloğun gelişimindeki potansiyeller ve gizli tuzaklar nelerdir?

devam

        Burada ilgilendiğim nokta; psikoloji alanındaki önemli gelişmelerin ışığı altında, kendi profesyonel gelişimimizi ve topluluğumuzu keşfetmektir. Modern kültürümüzde biz astrologların itibarı düşük olduğu için acaba kendi gerçek değerimizi nasıl muhafaza edebiliriz? Sorunlardan birisi astrologların bazen birbirlerine güvenmemeleridir. Hatta, genellikle, sorunları daha da kötü hale getiririz. Bu konu, biz astrologların üzerinde çalışması gereken bazı “gölge” temalar ile alakalıdır. Kendime model olarak, modern psikanalitik psikoterapinin “Kendilik Psikolojisi (Self Psychology)” dalının öğretilerini alıyorum. 1960’larda ve 1970’lerde Heinz Konut’un öncülüğünde gelişen bu dalın kapsamı şu ana başlıklarından oluşmaktadır: Kendi özdeğerimizi nasıl oluşturur ve muhafaza ederiz; diğerlerine nasıl ve neden hayranlık duyarız; nasıl ‘diğerleri tarafından hayran olunmaya layık’ bir insan haline gelmeye çalışırız? 1

devam

      Psikanalizin bütün dallarının ana maddelerinden birisi yetişkinlerin psikolojik sorunlarının çocukluktan beri biriken çıkmazlar ve eksiklikleri yansıtmalarıdır. Bunlar çocukluğun ne kadar erken dönemlerinde yaşanırsa, yetişkinlere hasar veren ve nüfuz eden etkileri de o denli artar. En iyi koşullar altında dahi özdeğer, özsaygı ve kendi hakkımızdaki ideallerimizle ilgili sorunlar bir hayat boyu sürer. Hepimiz özdeğer duygumuzda diğerlerinin bizi onaylamasına bağlıyız. Örneğin yaşamımızda zorlu bir şeyler olduğunda olanları kişisel alma eğilimi gösteririz, özdeğerimiz azalır ve bunu telafi edecek yollar bulmak zorunda kalırız. Yaşamımızda bazı destekler olmazsa, hayatımızın dağıldığını hissetmeye başlarız. Bu, insanoğlu olarak, hepimiz için böyledir, sadece oranı değişiktir.

      Son ISAR konferansında Jennifer Freed, astrologların danışanlarıyla ilgili olarak bu temalar hakkında  konuşmuştu. Ben bu araştırmaya bizzat astrologları da ekliyorum! Öncelikle problemi, ardından onunla uğraşma yollarımızı ortaya koyarak, en sonunda bazı önerilerde bulunacağım.

Dünyadaki Tuhaf Yerimiz

     Modern çağda her astrolog bir çelişkiye takılır. Biz kahinleriz, insanlara şaşırtıcı bir dereceye kadar yardım edebilen, öngörüde bulunan insanlarız. Buna rağmen bizi çok iyi anlamayan bir kültürün içinde faaliyet göstermekteyiz.

      Bir astrolog olarak bir partiye, sosyal bir toplantıya ya da yeni insanlarla karşılaşacağınız herhangi bir davete gittiğinizde; astroloji ile uğraştığınızı söylediğiniz zaman (eğer söylerseniz) insanların tepkilerine dikkat edin. Kimin sizin nebi olduğunuzu, kiminse sahtekar ya da tuhaf olduğunuzu düşündüğünü önceden bilemezsiniz. Her durumda, çok geçmeden astroloji ve astrologların çalışmalarıyla ilgili klişeleşmiş sözlerin saldırısına uğrarsınız. Astrolojinin çok uzun bir tarihi olmasından, gerçek hakkındaki geleneksel fikirlere aykırılığından ve popüler kültür içinde kendini göstermesinden ötürü insanların astroloji hakkındaki algıları birbirinden oldukça farklıdır.

devam

       En kötü halimizde, kültürümüzün astrolojiye olumsuz bakışını içselleştirir ve adeta “saldırganla özdeşleşmiş” biçimde, bunun bir parçası haline geliriz. Astrologlar olarak kendi aramızda yaşadığımız bazı sorunlar da bu gölgenin bir tezahürüdür.

        Hiçbirimiz astroloji tarihi üzerinde ya da toplumun bizim işimizi nasıl algıladığı üzerinde bir güce sahip değiliz. Keşke olan biten daha farklı olsaydı demek ve orada durmak kolaydır. Bu makalenin amaçları adına, ben durumumuzu bir veri olarak kabul etmeyi ve meşruluk sorunuyla nasıl uğraşacağımızı araştırmayı tercih ederim.

Gelişimin ‘Narsistik’ Yolları

        Kendilik Psikolojisi hakkındaki literatürün anlaşılması biraz güçtür, ama dayandığı fikirler çok basittir.2 Hepimiz yaşamımızın ilk yıllarında, bizi yatıştıran, kendimizi iyi hissettiren ilişkiler sayesinde bütünlük duygumuzu kazanmaya başlarız. Eğer bunu beceremezsek, yaşamımız boyunca önemli zorluklar ortaya çıkabilir. Yatıştırılma ihtiyacı sonraki dönemlerde “büyüklenme” (gereğinden daha büyük, gösterişli olma) safhasına doğru gelişebilir. Başkalarının bizi “aynalama”sını, bir başkasının bizi özel ve mükemmel bularak bize değer vermesini isteriz. Temel psikolojik sağlığımız için, hayatımızın erken dönemlerinde kendimize dair şişirilmiş bir algıya ve bu şişirilmenin “gerçeklik” sayesinde azaltımasına ihtiyacımız vardır.

devam

        Bu şişirilmişliğin gazının boşaltılma süreci hepimiz için acı vericidir; bununla birlikte, aynalanmamızı kendi özdeğerimizin ve kim olduğumuz hakkında iyi hissedişimizin temeli olarak içselleştiririz. Hiçbir zaman şişirilmiş benliklerimizi tamamen aşacak kadar büyüyemeyiz, bir şekilde bir yanımız incinmeye açık kalır. Hepimiz, özbütünlüğümüzü ve özdeğerimizi muhafaza edebilmek için diğerlerinin bize ayna oluşuna bağlıyızdır, ancak yine de buna bağlı değilmişiz gibi davranmaya ihtiyacımız vardır. Hepimizde bu temel incinebilirlik vardır.

devam

        Erken dönem psikolojik gelişimimizdeki bir ileri adım da; idealize edebileceğimiz, gözümüzde büyüteceğimiz bir başkasına hayranlık duyma ihtiyacıdır. O söz konusu kişi, bizim en iyi benlik halimizi (en iyi ‘kendiliğimizi’) temsil eder. En iyi koşullar altında, idealimizin objesi daha gerçek bir hale ve daha doğal boyutlarına doğru gelirken, o insanın özelliklerini kendi hakkımızda gerçekçi ideallerimizi destekleyecek kadar içselleştirmiş oluruz.  Çoğumuz için birini idealize etmek ve daha sonra hayal kırıklığına uğramak süreci çok acıdır. Kendi kişisel olgunlaşmamızın önemli bir kısmı idealize edilmiş bir ilişki vasıtasıyla gerçekleştiğinden, bu modellerden uzak durmaya çalışmak, yaşamdaki fırsatlarımızı da sınırlayacaktır.

devam

        Bu büyüklenme (şişirilme) ve idealize etme, erken psikolojik gelişim döneminde kendine hayranlığın gelişiminden ve değişiminden kaynaklandıkları için, “narsisitik” meseleler olarak adlandırılırlar. Ama biz birine “narsisist” dediğimizde normal gelişimde aksaklık olan birini kastederiz. Çünkü bu kişi diğer insanlardan tam bir aynalanma almadan kendi özdeğerini muhafaza edebilme kabiliyetini geliştirememiştir. Bu kişi ilişkilerden ‘almaya’ eğilimlidir ve vermekte aciz kalır. Biz ondan hiç hoşlanmayız – bizim enerjimizi emer ve bizim ihtiyaç duyduklarımızı bizden esirger!

devam

        Eğer bir narsisist, bizimle gerçekçi olmayan bir şekilde idealize ederek ilişki kurarsa, hayran olunan olarak kısa bir süre bundan keyif alırız, ancak hemen akabinde bunalmış hisseder ve karşı koyma eğilimi gösteririz.

devam

        Şimdi, büyüklenme ve idealize etme genel kavramlarını bir astroloğun meslek hayatı ve gelişimi ile birleştiriyorum. Bu modeller sadece astrolojide geçerli değildir, örneğin politika, din ya da bir sanatçının hayatı gibi alanlarda da baskın bir şekilde karşımıza çıkar. Tabii ki bir astrolog olduğum ve bu makaleyi de astrologlar için yazdığım için kendimi astrologlar ile sınırlandıracağım. Birçok profesyonelden farklı olarak biz, geleneksel dünyamızdaki karmaşık durumla başetmek zorundayız.

Astroanaliz İletişim Rafael Zakra
İyilik daima sizinle olsun…

 

İlgili Yazılar

Bir Yorum Yazın