Home ASTROLOJİ Haritanızdaki Aslan Burcu ve Yöneticisi Güneş

Haritanızdaki Aslan Burcu ve Yöneticisi Güneş

by Rafael Zakra

Haritanızdaki Aslan Burcu ve Yöneticisi Güneş

Popüler Burççu Yorumlarıyla Kadim Öğretiler Arasındaki Uçurum

Popüler Güneş burçları yorumları sağolsun, astrolojide bu önemli burcu oldukça farklı tanıtıyor,

bilinç ve farkındalığın, vicdanın bu temsilcisini bambaşka bir şeymiş gibi sunuyor. Aslında “kavram kargaşası”

yaratıyor. Örneğin İkizler Güneş için “zeki” kavramını kullanıyor. Hayır farkındalığı (Güneş) bilgi almaya (İkizler)

 yönelik. Balık Güneş için duygusal/sezgisel şeyler söylüyor, halbuki farkındalığı (Güneş) bilinmeyen

kavramlara (Balık) yönelik. Akrep Güneş için aman allah zaten. Halbuki farkındalığı gizli bilgiye yönelik (Yengeç gibi).

Oğlak Güneş’i için para/kariyer hırsı filan diyor. Bunlar Güneş’in temsilcisi olduğu şey bile değiller.

Oğlak Güneş’inin farkındalığı bilimsel ve ezoterik bilgiye yönelik

Karşılarına Güneş burcuna hiç uymayan birisi çıktığında da şaşkınlığa düşüyor ama kendi fikirlerine ve

öğretilmişliklerine deneyimden daha çok değer verdiklerinden köle ruhlarıyla aynı teraneye devam ediyorlar…

 

Öngörü Sahibi Olmak

Güneş’imizin olduğu noktada veya Aslan burcuna düşen gök cisimlerinde farkındalık sahibiyizdir.

Güneş ve Aslan Dünya mitolojilerinde özellikle yaratıcılık ve kehanetle ilgilidir.

Güneş’in bulunduğu alanda tam bir farkındalığa sahip olan kişi, çoğu değişkeni hesaba katabilir,

haliyle iyi tahminler yapabilir, risk yönetebilir, boşlukların da farkına vararak yaratıcılığını kullanabilir.

Güneş öngörü ile o kadar iç içe ki, bu bağlantıyı hiç anlamamış astrologlar bile aslında

Güneş’i kullanarak öngörü yaptıklarının farkında değiller. Astrolojinin öngörü yöntemlerinde ağır toplar

Güneş’ten türemiştir. Solar Return, İkincil Progress, Solar Arc, Güneş Profeksiyonu

astrolojik bir öngörünün olmazsa olmazlarıdır. Yetkin bir astrolog asla sadece transite bakarak tahminde bulunmaz.

 

Farkındalık ve Bilinç

Farkındalık veya bilinç, dışsal ve içsel farkındalıkla iç içedir. Bu bütünlük oluştuğunda,

kişi gerçekten kendisinin farkına vardığında ve dışsal farkındalıkla harmanlayabildiğinde (samimiyetten bahsediyorum:)bilinçli bir varlık haline gelir ve bilinç ölümsüzdür.

Güneş ve Aslan için kullanılan diğer terimler onur, gurur ve şeref e sahip olmak da

aydınlık kullanımın getirisidir. Aslan onore edilmek demektir. Çünkü ayrıca bağımsızlığı ve bağımsız bir varlık olarak gücün kullanım kalitesini sembolize eder.

 

 

Bildiklerinizi Unutun: Vicdan ve Ruh da Aslan ve Güneş’e ait

Farkındalık aynı zamanda vicdan da demektir. Bazı dillerde bilinçle vicdan aynı kelimedir

veya aynı kökten türemiştir. Ahlâkın topluma göre genelleştirici yapısı karşısında vicdan kendi başına bir farkındalığa dayanır. “Bir yarasa gibi olmak nasıl bir şeydir?”

diye soran Amerikalı filozof Thomas Nagel, bilincin temel bir özelliği olarak empatiye vurgu yapmıştı.

Özel olarak hissedilen “ben”, bilincin temel kavramıdır. İşte bu yarasa örneğindeki gibi

kendinden bağımsızlaşarak düşünebilme özelliği de vicdanın ana temelidir.

Bencil alt süreçler ve ahlâkî öğretiler yapamaz bunu.

Kadim öğretilerde (özellikle Hermetik astrolojide) Güneş spiritus, yani ruh olarak anılır,

Ruh noktası anlamına gelen arap noktalarından Pars Spiritus’un diğer adı Güneş noktasıdır.

Ve ilaveten soul (varlık, ruh) kelime kökü de Güneş’ten gelir. Hatırlayın, seri katiller kurbanlarının ismini söylemek yerine “O” derler, onlara dair “kişilik” farkındalıkları yoktur.

Son zamanlarda Aslan/Güneş filan denildiğinde algı ne farklı değil mi?

Kahramanlık çağından çıktığımız Helenistik dönemden bugüne deforme edilmiş kavramlar. Aslan’ın aydınlık tarafını kullananlar görece az.

 

Oyun, Sanat ve Farkındalık Bağlantısı

Çocukluk demek oyun demektir. Oyun demek farkındalık geliştirmek demektir.

Oyun oynayan insanlar, oyunun türü ne olursa olsun daha yüksek bir farkındalığa sahiptir.

Oyunlardan zevk almamızı sağlayan, oyun sırasında duyulan neşe evrimsel bir bilişsel mekanizmadır

aslında. Oyun sırasında duyulan sevinç sadece analitik bölümleri değil, duygusal bölümleri de

dürterek farkındalığın oluşmasını ve bir öğrenme süreci söz konusuysa bilginin kalıcı olmasını sağlar.

Artık çocuklar gibi basit oyunlardan zevk alamamızın sebebi bedenimizin veya bilincimizin yaşlanması değil,

daha komplike veya daha zor oyunlara ihtiyaç duymamızdır. Bazı alanlarda yakalayamadığımız

farkındalıklar olduysa o oyunları da sevebiliriz elbette. Mesela koordinasyonla veya grift konularla ilgili

farkındalık ihtiyacı uzak doğu dövüş sporlarındaki uzuuun katalara çekebilir insanı…

Veya satranç oyunu. Sessiz oynanan bir savaştır aslında. Bazıları daha sosyal oyunlara yönelebilirler,

sosyal farkındalığın gelişmesine ihtiyaç duyarlar. Kendinin farkına varmaktan zevk alanlar

asosyal bilgisayar oyuncularıdır. Akıl oyunları zihinsel ihtiyaçla ilgili ve zevk aldıkça her

oyun bizim belli bir alanımızdaki farkındalığımızı arttırır. Oynamaktan en çok zevk aldığınız

oyunu düşünün. Acaba hangi farkındalığınızı geliştirmeye çalışıyorsunuz?

Yoksa oyun oynamaktan zevk almayan bir büyüklük sanrınız mı var?

Aslan’ın sembolize ettiği bir diğer kavram olan sanatın da farkındalığa ne kadar fazla etki ettiği bilinir.

Bir enstrüman çalan insanların iq ortalaması toplum düzeyine kıyasla ortalamadan daha fazladır.

Mesela:

Müzik, Einstein için sadece eğlence değil, işini kolaylaştıran bir araçtı.

Her türlü işini… İkinci eşi Elsa, şöyle söylüyor:

“Küçük bir kızken Albert’a âşıktım, çünkü kemanıyla Mozart’ı çok güzel bir şekilde çalabiliyordu.”

Şaka bir yana, gerçekten de müzik, düşünmesini kolaylaştıran bir araçtı. Elsa şöyle devam ediyor:

“Piyano da çalabiliyordu. Müzik, teorileri hakkında düşünmesine yardımcı olurdu. Çalışmaya giderdi,

geri gelirdi ve piyanosunda birkaç nota çalardı, birden aklına bir şey gelirdi, heyecanla çalışmaya geri dönerdi.” [1]

Bir çoğunuz bu süreci yaşamışsınızdır. Nedenlerine ve mekanizmalarına burada girmiyorum.

Lakin girmek isteyenler google.com’da “einstein, beyin otopsi, sanat” kelimeleriyle muazzam bir bilgiye ulaşabilirler.

 

 

Son yıllarda okuduğum en iyi kitaplardan birisi olan Kendini Değiştiren Beyin‘den alıntı yapmak gerekirse:

“… Bizim beynimizin her birisinin içindeki sinirlerin sonsuz bir savaşımı vardır.

Eğer biz kendi zihinsel yeteneklerimizi durdurursak, onları yalnızca unutmayız: B

u yetenekler için beyin haritası uzamı bizim uygulamasını yaptığımız yeteneklerle yer değiştirir.

Eğer kendimize “Ben ne kadar sıklıkla Fransızca veya gitar veya matematik çalışarak onu üst

noktada tutabilirim?” diye sorarsanız rekabetçi plastisite hakkında bir soru soruyorsunuz demektir.

Siz bir etkinliği ne kadar sıklıkla uygulayacağınızı sorarak onun beyin harita uzamının başka biri lehine kaybolmayacağından emin olursunuz.”[2]

 

Aslan ve Güneş için Gölgeler

> Tahmin yapamamak,

> Öngörü sahibi olamamak,

> Aşırı dominantlık, diktatörlük,

> Depresyon veya moralsizlik

> Aşırı bireysellik, aşırı bağımsızlık,

> Aşırı bağımlılık,

> Risk alamamak veya aşırı riskler almak,

> Alaycılık

Bir başka örnek olarak: Bunlar yerine insan sırf farkındalık ve vicdan sahibiymiş gibi de davranabilir,

zira Güneş aktör ve aktrisleri de temsil ediyor, ve bu rolü gerçekten de fiziki dünyada şahane oynar. Sırf yaratıcılığı kullanmaktır bu, yani negatif kullanımı seçmektir. Farkındalık, kendini ve karşısındaki

bireyi anlamak yerine “güç sahibi olmak, yönetmeye çalışmak” gibi kavramları seçer.

Onur, gurur ve şeref bu insanlarla anılmaz, her şey sadece görüntüden ve karşılıklı onorelerden,

sahtelikten ibaret kalır. Ve vicdan da.

Gölge demek bir burcun aydınlık tarafı yerine (aydınlığı da Güneş ve Aslan yönetiyor bu arada) 

negatif yönünü kullanmaktır. Bir burcun veya gök cisminin aydınlık yönü denge durumudur.

Abartılmış (Jüpiter açısı gibi) veya eksilmiş (Satürn açısı gibi) durumlarda gölgeler oluşur.

Evet mesela sağlıksız egodan bahsediyorum. Artık Aslanı haritada etkin görünce ego ego ego

diye sayıklayan ezberci astrologlardan değilim. Çünkü bu kadar basit olamayacağını,

elimden geçen sayısız haritadaki yanılgılarım egomu sarsarak öğretti.

Kahrolsun herkesin bir ağızdan kaz sürüsü gibi aynı şeyi söylemesi 🙂 İnandırıcılıkları yüksek oluyor çünkü.

Bu konuda psikolojik astrologlar elbette daha iyiler. Aslanı görünce sağlıksız egoyu yapıştırıp yanılanlar

genellikle klasikçi oluyor gördüğüm kadarıyla (Bu cümleyi klasikçilerin en dinozoru olarak söylüyorum çünkü kullandığım arketipler helenistik dönemin bile öncesi).

 

Ego kişiliği dengeleyen bir durumda olmaktır. Gölge yönünü, yani sağlıksız kısmını (yani dengenin kayboluşunu)

görebilmek için bu noktada Jüpiter (aşırılık) veya Satürn (azlık) ilgisine bakmalıyız.

Ego, dengeyi sağlayamadığında, huzursuz olunur ve gerilim başlar.

Bu gerilim belirli bir düzeyin üstüne çıktığında ise ruhsal sağlık tehlikeye girer.

Eğer ego sınırları olması gerektiğinden daha az (Satürn) ya da daha abartılı (Jüpiter) bir alanı kapsıyorsa,

o zaman sağlıklı tepkiler üretilemez. Bu da, özellikle sosyal ilişkilere zarar verir.

Ruhsal sağlık açısından ise örnek vermek gerekirse: Bipolar bozukluğun manik fazı çok defa

büyüklük sanrısı (aşırılık: Jüpiter) ile belirginleşir. Bunu benmerkezciliğin uç boyutu,

aşırı narsisizmin katlanmış hali olarak tanımlayabiliriz. Depresyon ucu ise çoğu zaman oldukça

 

Güneş’in ilk ışıklarıyla beliren farkındalık. Görmek. İdrâk etmek. Algılamak değil. İnanmak veya

duyumsamak hiç değil. Bilmektir Aslan ve bunun tarifi turuncuyu anlatmaya benzer.

Veya gölgesinden konuşuyorsak bilmemek, görmemek. Fiziki veya ruhsal körlük. Eskilerin kalp gözü dediği de. Kalp = Güneş.

Kadim Mısırlılar beyine (Ay) hiç önem vermemişlerdi. Kalp her zaman özel törenle mumyalanırken

beyin bir atıktan ibaret olarak burundan çekilirdi. Çünkü bilincin ölümsüzlüğüne inanıyorlardı.

Beyin Ay yönetiminde. Hafıza da öyle. Üstün bir bilinç “bilmek” olduğundan hafızaya ihtiyaç duyabilir mi?

Ay modern astroloji yorumlarının tersine fiziksel ve kadersel olanla ilgili. Ay-altı alem bu gezegen.

Öyle ki Hermetik Astrolojideki Ay Noktası şans noktası adıyla da bilinen kader noktası…

Astroanaliz İletişim Rafael Zakra
İyilik daima sizinle olsun…

İlgili Yazılar

Bir Yorum Yazın