Home Genel Din ve Büyü İlişkisi

Din ve Büyü İlişkisi

by Rafael Zakra

Sistematik felsefi düşüncenin başlanmasından önce, eski kültür ve uygarlıklarda insanlar varlığı, 3 kayda değer bakış açısıyla anlamaya çalışmışlardır. Bunlar; mitoloji, büyü ve dindir. Bu üç bakış açısı, tıpkı sürede onların gündelik hayatlarında kimi problemlerine pratik çözüm bulmaya da yardımcı konumundaydı. yine bu üç bakış açısı, sistematik felsefi düşüncenin başlangıcına da lokomotif görevi görmüştür.

inanç sistemleri toplumların yaşantısında her süre fazla önemli rol oynamış; kültüre ait pek çok konu din/inanç sistemi temelinde şekillenmiştir.

Din dediğimiz sosyal müessese, kültürün bir piyasasıdır ve kültürden soyutlanamaz. türlü hastalıkların tedavisinde de dinin etkisi gözlenmektedir. halk tıbbının kökeninde büyü ve batıl inançlar olduğunu, bu nedenle tıp, büyü ve dinin arasına dikkat çekici bir çizgi çekmenin zorluğunu vurgulayan Rivers; [2] kamu tıbbının bu alanına katılan uygulamalar için “büyü-dinsel” (magico-religious) kavramının kullanılmasını önermektedir.

Bu bağlamda denilebilir ki, uygar tıp uygulayıcılarının tutumuyla “büyü-dinsel” tutum arasındaki ayrım, 2 sahaların hastalık algılamalarındaki farka dayanmakta ve bu fark, bize çağdaş tıp ve geleneksel tıp ayrımını getirmektedir.[üç]

Antropoloji, mitoloji, fenomenoloji, dinler tarihi, sosyoloji benzeri bilim dallarıyla uğraşanlar, dinle büyünün aynı ve farklı yönleri üzerinde durmuşlardır.

Dinle büyünün tıpkı düşünce sisteminin 2 ayrı parçası bulunduğu söylenmiştir. tüm dinlerin büyüden kaynaklandığı düşüncesinde olan Frazer’e karşı Durkheim de büyünün dinden çıktığını ileri sürmüştür.[4]M. Masuss, Levy Bruhi gibi araştırmacılarsa büyü ve dinin müşterek bir kökten çıkma iki ayrı kol olduğunu söylemişlerdir.

Durkheim, büyünün ferdî bir meslek, dininse toplumsal birleştiriciliği bulunduğu açıklamasını yapmıştır. Malinowski, “Ne kadar ilkel olursa olsun, dinsiz ve büyüsüz kamu yoktur.” demiş, büyünün psikolojik nedenlerini araştırmıştır.

İlgili Yazılar

Bir Yorum Yazın