Home ASTROLOJİ BURÇ İLMİNİN TARİHİ

BURÇ İLMİNİN TARİHİ

by Rafael Zakra

Burçlar ilmi ve ya içinde yaşadığımız çağ diliyle Astroloji, ilk kez ne süre ve nasıl ortaya çıkmıştır, acaba?
Bildirildiğine göre, ilk Peygamber olan Hz. Adem’den, son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.) kadar 124.000 Peygamber gelmiştir. Allah, insanlara, doğru yolu göstermeleri; onlara, kendi TEK’liğini bildirmeleri için, gönderdiği peygamberlerinin her birine, farklı konularda türlü ilim değerli şeyleri vermiştir ve böylece her konunun başlangıcına temel teşkil edecek, kılavuz olacak bilgi kaynakları meydana gelmiştir.
çok okuyan, kalemi bulan ve kalemle yazı yazabilen ilk peygamber olan HZ. iDRiS (A.S.)’a BURçLAR iLMi verilmiş, kendisi de bunu genişletmiştir. noktayı, göğü, buradaki sistemi ve bunu yaratan Mutlak Varlığı, yakın üzere bilen idris Peygamber’in, Allah’ın izni ve kudretiyle göğe çıktığı; 4.cü kat sema boyutunun kendisine mekân olduğu, diğer sema katlarında (boyutlarında) da dolaşabildiği, dini kaynaklarda belirtilmektedir.
idris Peygamber, almış bulunduğu vahye dayalı bir şekilde Burçlar ve Yıldızların, gerek insanlar, gerek yeryüzünde mevcut tüm birimler üstündeki etki ve önemini anlatmaya çalışmıştır. Yani, vahye dayalı olarak okuduğu sistemi, o devrin idrak ve anlayışına göre anlatmıştır.
Bir diğer anlatımla, idris Peygamber, Allah’ın yaratmış olduğu sistemdeki düzenleme Mekanizması olan burçlar ve yıldızlar sistemini açıklamış; bunların, Allah’ın ilim ve kudretiyle alemde ilahi tasarrufun oluşmasına vesile kılındığı sırrına işaret etmiştir! ..
O dönemde yaşamış şahıslar, idris Peygamberin ne anlatmak istediğini hakkıyla çözebildiler mi acaba …? Kim bilir ..!
Kısaca, Yıldız ilmi yahut Burçlar ilmi, idris Peygamber’in mucizesi olup; daha sonra aynı çağda ilk defa Babiller yönünden, mevcut veriler ışığında düzenlenmiş ve genişletilmiştir. Bundan sonra da tüm insanlığa yayılarak, onu çağda, bir biçimde kişilerin ilgisini çeken bir konu olmuştur.
Bu arada süre arasında edinilen tecrübeler ve yaşanılan olaylar sonucunda, insanlar, burçlardan gelen ışınların etkilerinin, insan kaderi üstündeki rolünü çok sorunsuz ve açık bir şekilde tespit etmişlerdir.Ne var ki bu tetkik onları, bütün oluşların ardında yıldızlar olduğuna göre, o durumda yıldızlar “tanrı” dır düşüncesine getirmiştir.
bu şekilde, başta Güneş olmak üzere, Ay ve türlü yıldızlara tapınma devri başlamıştır!.
oysa, Yıldızların yaydıkları bu etkiler Allah’ın takdir ve kudretinin açığa çıkmasından diğer bir şey değildir!.
Dolayısıyla temel amaçtan sapılarak, Astroloji ilmi, adalet etmediği bir noktaya indirilmiştir.
Daha sonra, Hz. ibrahim Peygamber başta olmak üzere, tüm peygamberler, Yıldızların tanrı bulunmadığını; tüm evreni ve evrende var olan her şeyi yaratanın, Mutlak Varlık olan Allah olduğunu sürekli olarak açıklamışlardır. Dolayısıyla, yıldızları mevcut özellikleriyle yaratan ve onlar üzerinde de, yegane söz sahibi olan, ALLAH’tır; gerçeğini kişilere idrak ettirmeye çalışmışlardır.
Pek çok islâmetredüşünürü de, yıldızlar konusunu inceleyerek, varlığın var oluşunda Burçların ve Yıldızların rolünü, türlü kitaplarında anlatmışlardır. bunun yanında, bir bilim Deryası olan, kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, yıldızlarla ilgili 60 kusur ayet ve “El-Buruc” sûresinde anlatılanları bir düşünmek gerekiyor …
Bunun böyle bulunmadığını, o çağın olanakları arasında, insanların çoğunluğuna anlatabilmek mümkün olmadığı için; onların, burçlar ve yıldızlardan gelen tesirleri ayrım edip, yıldızları tanrı kabullerini engellemek amacı ile astroloji ilmi ve organik sonuçları din adamları yönünden kapatılma yoluna gidilmiştir.
Daha sonraki zamanlarda ve hatta bu zamanlarda bile bu gerekçeye dayalı şekilde, “din” ve “astroloji” birlikte ele alınırsa günah olur, gibi garip bir düşünce tarzı yer etmiştir. halbuki hakikat ehli zatlar her zaman yıldız ilminden bahsetmişlerdir.

İlgili Yazılar

Bir Yorum Yazın