Fazla enteresan ve gerçekte şahsi gelişme açısından “muhteşem” diyebileceğimiz fırsatlar sunan bir dönemden geçiyoruz. Astrolojide ruhsallıkla ilişkilendirilen Jüpiter, Kiron ve Neptün Kova burcunda kavuşum yapıyorlar ve ruhsal açılımlar adına mükemmel senelerde olduğumuzu işaret etmekteler.
Kavuşumun Kova burcunda olması, görünmez durumdaki spiritüel dünya ile parasal dünya arasındaki bağlantının daha görünür bir duruma geleceğine, fert ve kozmos bağlantısının güçlenmeye başlayacağına işaret etmekte. Ezoterik bilgilerin toplumsal alanda form bulmaya başlayacağı ve topluma aktarılacağı bir çağa doğru hızla ilerlediğimizi söyleyebiliriz.
Jüpiter “büyük iyicil” şekilde bilinir; sosyalleşebilme, umut, iyilikseverlik, saygı, merhamet, hak, dürüstlük, spiritüellik benzeri temalarla ilişkilendirilir. bünyesinde genişleme ve bütünleştirme enerjisi barındırır. Birlik hissini tekrardan yaratmak adına dış dünya ile mümkün olduğunca işbirliği içinde olmayı anlatım eder. Bizim dışımızdaki oluşumları, dünyamıza çekmemize bir parçamız durumuna getirmemize yardımcı olur.
Klasik Astroloji’de Jüpiter dinsel konuları, kuruluşları ve bireyleri temsil eder. Astrolojide, inançlarla ilgili konular, 9. konut ve Jüpiter yönetimindedir. Dindar kişiler de Jüpiter ile sembolize edilir. uygar astroloji buna Neptün’ü de eklemiştir. Rex E. Billis “Yöneticilikler Kitabı”nda Neptün’ü inanmak, inananlar, müminler olarak vermiş. Her ikisi de Balık burcunun yöneticisidir ve inançlarla ilgilidir.
Astrolog Robert Hand’e göre Neptün, enerjisinin anlaşılması en güç gezegendir; belirsiz evrenler içinde zaman ve mekan dışı olmayı gösterir. Neptün’ün evreninde olasılıklar sınırsızdır. Neptün, mistikler vasıtası ile algılanan gerçeği ve tanrısallığı sembolize eder. tüm bireyselliğin varlığın sonsuz birliğine ve bilincine karıştığı halleri temsil eder.Neptün, dokunma ve hissetme duyuları aracılığıyla ilginç özellikler olanaklı kılan ve geliştirilebilen psikometrik yetenekler verir. iyi ile kötü, kişilerle insanüstü güçler arasındaki orta noktadır.
Arındırma, maddecilikten uzaklaştırma, kalıpları ve formları çözerek aştırma, esnekleştirme özelliği taşır. Neptün’şöhret getirdiği farkındalık, bize manevi değerlerimiz, ideallerimiz, inandıklarımız ve insani değerler uğruna kendimizi adama yeteneği verir. Kendinden azaltıp, başkalarına vermek, paylaşmak benzeri değerleri ön plana çıkartır. Neptün, maddiyatla değil, maneviyatla beslenir.
Etkisi, paylaştıkça büyür. Daha ziyade mistik yönü kuvvetli bireyler sebebi ile algılanan gerçeği ve ilahi olanla bağlantı kurmayı sembolize eder. bütün bireyselliğin, varlığın ebedi birliğine ve bilincine karışması, bu şekilde evrensel bir ilhamın varlığının farkına varılması, bütün başka gezegenlerin ötesinde, en iyi Neptün’le ilişkilidir. Ezoterik manada, her şeyin göründüğü halini değil, gerçekten olduğu yolunu kavrayışının önemli noktasını anlatım eder.
Bir asteroid olarak Satürn ile Uranüs içinde yerleşmiş olan Kiron, dünyevi olan ile uhrevi olan içinde bir “köprü” işlevi görür, farkındalığımızı artırır ve realite kavramımızı değiştirmeye teşvik eder. Astrolog Melanie Reinhart’a göre Kiron, yeni bir tür farkındalığın başlangıcını müjdeleyebilir: Batılı geçmişimizden gelen dualizme ve pragmatizme göğüs gerebilmek ve bunun ardındaki evren bilimine ulaşmak.
Reinhart buna tamamen parasal/psikolojik veya dinsel/spiritüel ya da her ikisinin bir arada bulunduğu “biyospiritüel farkındalık” diyor ve bu farkındalığın bizi insan yaşamının üzerine çıkarmaz fakat bununla yüzleşmeyi, ilahi bütünlük ve duyularımızın algılayabileceğinin ve aklımızın alabileceğinin ötesindeki bilinmeyen formları anlamamızı sağlayacağını söylüyor. Kiron’un, Satürn ile Uranüs arasında yerleşmiş olması fazla ciddi bir konudur.
Zira Satürn gözle görülebilen son gezegendir ve Uranüs de teleskopun icadıyla birlikte, gözle görülen sınırların dışında saptanan ilk gezegendir. Yani Kiron bir manada, çıplak gözle görünen ile çıplak gözle görünmeyen kavramları birbirine bağlayan bir semboldür diyebiliriz.
Gerek Jüpiter gerekse Neptün dinsel ve ilahi konularla, inançlarla ilişkilendirilir. Bu iki gezegenin birleşme halinde olmaları, bizlere evren ile ilişki kurma ve bütünleşme fırsatı sunmaktadır. Jüpiter’in Kiron’dan ayrılmakta ve Neptün’e yaklaşmakta olması, psişede ve ilahi olanla bağlantıda bir şeylerin genişlemesini sağlayacaktır. Astrolojide buna *ışığın taşınması denir ve sonuç epey bir etkileyicidir.
Ruhsal gelişimle ilişkilendirilen bu üçlü kavuşumun etkisi Mayıs ayında bulunduğu benzeri, Haziran ayında da en çok etkili olacak. Ruhsal, dinsel ve ilahi konulara eğilmek için mükemmel bir süreçten geçmekteyiz. Bu etken kavuşum, bildiğimiz gerçeklik dışındaki realitelere daha yakın olacağımızı, ruhsal olana ve aydınlanmaya çok açık olacağımızı gösteriyor.
Bilinenin ötesinde şeyler deneyimlemeye de fazla açık olacağımızı ek etmeliyim. Dünya dışı hayat formlarıyla, deneyimlediğimizin ötesindeki kavramlar ve boyutlarla ilgili konularda önemli bilgiler edinmek üzere olabiliriz…
297
previous post