Bayan ve erkek rollerinin eşit olmasa bile aleni tanımlandığı geleneksel kültürlerde çiftler, toplum ve aile desteğini almaktaydı. fakat çağımız dünyasında birçoğumuz ailevi bağlarımızdan uzaklaşmış bulunmaktayız. Ailelerimize yakın olsak bile bu zamanlarda geniş ailelere epey bir az rastlanmakta ve çiftler üzerinde toplumsal destek de görülmemektedir.
Çağdaş çiftlerin bir ilişkiden bekledikleri, sanayileşme öncesi toplumlardaki eşlerin beklentilerine oranla hayli fazladır.
Modern çiftler yalnızca sevgili ve ana-baba olmakla kalmamakta kimi hallerde iş ortağı veya birbirlerinin en iyi arkadaşı konumundadırlar.
Eşinizi sevmek ve gündelik konut işlerini yapmak artık yeterli değildir; bay ve hanımın birbirine ait rolleri değiştirerek ve yeni yeni oluşan rollerini üstlenerek birbirlerini anlamaları gerekir. aynı cinsiyetteki çiftlerde de benzer konular görülür; bireysellik cinsiyetten daha kayda değer bir konudur.
astroloji
Tek başına aşk yeterli değildir. Yakın bir ilişkide bir arada yaşam sürmeyi başarabilmek adına yerine gelmesi gereken başka kriterler de vardır. aslında aşk, kişiden ferde farklılık işaret eden bir olgudur. Ateşli aşk “seni düşündüğümde kendimi harika hissediyorum” cümlesi ile özetlenebilir.
Bu, aşkın ihtişamının tadına vararak yaşayan ve egoyu gözler önüne seren Aslan tarzı bir yaklaşımdır. gerçekte yukarıdaki cümle ile ifade edilen şey şudur: “Sana olan aşkım kalbimin derinlerinden geliyor, bu aşkı tetikleyen sen olabilirsin, lakin aslına bakarsan bu yüzde yüz benim yarattığım bir şey.” Bu tarz bir yaklaşımda “dinlemek” asla resmin bir parçası değildir.
Su tarzı aşk ise daha fazla Ay’ın etkisi altındadır: diğer kişinin ihtiyaçlarına yanıt verebiliyor olmak ciddi bir konudur. Ateşli aşk, partnerinin ilişkiden tatmin olmadığını öğrendiği an şaşkınlık duyar. “fakat ben seni seviyorum aşkım”, “Seni düşündüğümde kalbimin kapıları açılıyor, içimden enerji fışkırıyor sanki”. Ne var ki diğerinin beklediği bu değil, duyulmak, hissedilmek ve kabul görmektir; yani Ay tarzı ile sevilmek ister.
