Ortaçağın öngörüye dayalı astrolojisinin büyük kısmı, batıya Arap Astrolojisi aracılığı ile gelmiştir. Arap Astrolojisi ile kastedilmek istenen, Arapça yazan yazarlar ve onların Arapça çalışmalarıdır. Bu dönem yazarlarından en önemlileri şunlardır: Ebu Ali el-Hayyat, Ebu Ma’şar, Alcabitius (kırmızı-Qabisi), el-Kindi, ömer et-Tabari, Ali Heben Rodan, Maşa’allah ve Zahel (Abu ‘Utman Sahl ibn Bisr ibn Habib ibn Hayi al-ısra’ili).
Bu yazarlar Arapça yazmış olsalar da, hepsi Arap değildiler. örneğin Maşa’allah Arapça yazmıştır, fakat Musevi’dir. yine önemli bir yazar olan Ebu Ma’şar iranlıdır. Arap Astrolojisi’nin ve Arap Hermetik öğretisi’nin yayılması, islam’ın yayılmasıyla direk bağlantılıdır.
7. ve 14. yüzyıllar arası, batılıların iddia ettikleri gibi bir karanlık ortaçağ değildir. Tam tersine yeryüzünün tanıklık ettiği en parlak uygarlıklarından birisinin zirve noktasına ulaştığı bir dönemdir. Bu her renkten ve her ırktan kişilerin kurduğu ve yaşattığı islam Uygarlığı’dır.
O dönemlerde evrenin yapısını ve işleyişini öğrenmek, hakikati bilmek için mühim bir araç olarak görülüyordu. Tercümelerle başlayan bilimsel faaliyetler, Müslümanlar’ın orijinal katkılarıyla 12. yüzyıla kadar faal ve fazla verimli bir dönem yaşadı. islami dünya görüşü ışığında gelişen bilimsel anane, tıpkı şekilde 12. yüzyılda Arapçadan Latinceye tercümelerle ispanya ve italya kanalıyla garp Hıristiyanlık dünyasına da ulaştı.
Müslümanlar bilimi reddetmeyip, tam tersine sahip çıktılar. islam’ın bakış açısı Hıristiyanlığınkinden ayrıcalıklı bulunduğu için, ilim, felsefe ve tıp Müslümanların yönetimi altında gelişti. Müslümanlar, astrolojiye doğallığında ilgi duyuyorlardı.
Kuran, çeşitli astrolojik referanslarıyla onları teşvik etmişti. Müslüman astrologlar, bireysel horoskoplar çıkardılar ve dünya astrolojisi öngörüleri yazdılar. Bunlardan azami bilinenleri, Maşa’allah ve Ebu Ma’şar sebebi ile yazılanlardır. Bu yazarların talep alanları kozmolojik sembolizm idi. Arapça yazanların en sık bahsettikleri 3 kadim otorite; Hermes, Ptolemy ve Dorotheus’tur.
Ortaçağ karanlığı içine gömülmüş olan Avrupa`daki gelişme ve ilerleme hareketlerinin asıl öncüsünün islamiyet olduğu, bugün pek fazla tarihçi ve sosyolog tarafından da dile getirilmektedir. Avrupa, Haçlı Seferleri sırasında fazla ciddi bir kazanç sağlamıştır. O çağda Müslüman dünya ile kurulan temaslar, Avrupa`da yeni bir zamanı başlatacak olan ilk gelişmedir.
Karanlık, savaş ve kavgalarla dolu, despotizmin hakim bulunduğu Avrupa, Müslüman dünyasında çok ilerlemiş bir uygarlık ile tanıştı. Müslümanlar tıp, astronomi, matematik gibi bölgelerde bulunduğu kadar, sosyal hayatta da son derece medeni ve müreffeh bir hayat sürmekteydiler. Tıp, astronomi, matematik gibi bölgelerde Avrupa`nın oldukça arka olduğunun bilindiği zamanlarda, Müslümanların engin bir bilgi hazinesine ve modern imkanlara sahip oldukları bilinmektedir. Bu bilgiler, özellikle 7. yüzyıldan itibaren islam dünyasına hızla yağmaya başlamıştı.
Bilgili yabancılar, Bağdat’a davet edildi. Kitaplar edinmek adına diğer ülkelere araştırmacılar gönderildi ve yabancı kitapları Arapça’ya çevirmek adına çeviri büroları kuruldu. Müslüman bilim adamları, Antik Yunan filozoflarının eserlerini tercüme etmekle kalmamış, bu filozofların yanlışlarını da düzeltmişler ve üzerine kendi deneyimleriyle elde ettikleri ayrıntıları eklemişlerdir.
Hint kaynaklı bazı eserlerin de tercümesiyle, Müslümanlar matematik, astronomi sahalarında gelişimini sürdürmüştür. Hintli astrologlardan alınan astronomik tablolar, bu dönemde yetişmiş Maşa’allah ve Ebu Ma’şar gibi bazı astrologlar yönünden “Dünya Astrolojisi” hakkında eserlerinde kullanıldı. “Zij” ismi verilen astronomik tabloların ve gözlemevlerinin gelişimi ilerledi, bu da 14. yüzyılda, bin yıldızlık bir astrolojik katalog içeren, Uluğ Bey’in Orta Asya’da bulunan Semerkant’taki gözlemevinin inşasına yol açtı.
Araplar:
* Antik Yunan’dan miras aldıkları fazla sayıda astrolojik noktaya (lot), daha da fazlasını eklediler.
* Doğum astrolojisi adına öngörüsel bir teknik şekilde Güneş Dönüşü Haritası’nı (Solar Return) Araplar buldular.
* Saat Astrolojisi’ni (Horary Astrology) daha kurallı duruma getirerek geliştirdiler.
* Dünya Astrolojisi’ni geliştirdiler. Koç Giriş (ıngress) Haritalarını buldular. Mars, Jüpiter ve Satürn’şöhret birleşmelerini ve kuyrukluyıldızların görünmelerini değerlendirmek için kullanım kolaylığına sahip şemalar oluşturdular.
* Esasen 5. yüzyıl civarında Yunanlı Rhetorius sebebi ile geliştirilen, sonradan da Alkabitus’a mal edilen konut sistemini kullandılar. bunun yanında, Whole Sign (Bir Burç=Bir ev) sistemini de kullanmayı sürdürdüler.
* Seçim Astrolojisi’ni (Electional Astrology), daha da geliştirerek, kullandılar.
289
previous post